Sosyal Medya

Çocuk

E.A.E 6 – Duyguları Tanımak

Talamus ile amigdala arasındaki yol, talamus ile neokorteks arasındaki yoldan daha kısadır. İşte bu kestirme yol nedeniyle düşünen beynimiz daha ne olup bittiğini anlamaya çalışırken amigdala duygusal bir tepkiyi başlatmıştır bile. Özetle önce duygulanır sonra düşünürüz diyebiliriz.



Gordon’un iletiÅŸim becerilerinin, adı üstünde “beceri” olduÄŸunu, yani öÄŸrenilebilir olduÄŸunu, biraz çabayla yaşama geçirilebilir olduÄŸunu hatırlatırım.. Tıpkı yüzme, yürüme, bisiklete binme, örgü örme vb. de olduÄŸu gibi önce zor gelen, pratik yapa yapa kolaylaşan, sonra da farkında olmadan kullanageldiğimiz alışkanlıklarımız olacak bu beceriler.

Örneğin araba sürme konusunda yaşadıklarınızı hatırlayın.

Sürücü belgemizi henüz aldığımız zamanları anımsayalım, koltuğa oturmamız bile düşünerek olurdu. Aynaları kontrol eder, vites boşta mı diye bakar, debriyaj pedalına sonuna kadar bastığımızdan emin olduktan sonra yavaş yavaş gaz vermeye..... diye düşüne taşına arabayı hareket ettirmeye çalışırdık. Hele bu yokuş yukarı bir yerde yapılıyorsa bu işe kaygı duygusu da eklenirdi. Doğal olarak zaman zaman debriyaj-gaz dengesini kaçırdığımızda motoru da durdururduk. Düşüne taşına işe yeni baştan başlardık.

Ustalaştığımızda nasıl oluyor sürme işi? Arabayı nasıl hareket ettireceğimizi, ışıklarda ne yapacağımızı, nasıl park edeceğimizi adeta hiç düşünmeden yapıyoruz. Neden? Çünkü artık yaptığımız iş, uygulaya uygulaya beyinden omuriliğe geçmiş ve refleks haline gelmiştir. O bilgi artık kişi için yaşamının bir parçası olmuştur.

İletişim becerilerini öğrenirken de aynı basamaklardan geçeceğiz. Zaman zaman motoru durduracağız, ama pes etmeden uygulamayı sürdürdüğümüzde başarı bizimdir. 

Anababa-çocuk çaprazında iletişim kuruyorsak üst-ast ilişkisi içindeyiz demektir ki bu hiçbir beceriyi kullanamayacağımız anlamına gelir vs.

Detaylandırırsak,

Ä°letiÅŸim engellerini kullanmak ben dilinin etkili olmasını ve etkin dinlemeyi becermemizi engeller. 

Etkin dinleme ve ben dili için çocuğumuzun duygularını anlayabilmemiz, bunun için de önce iç gözlem yapmamız, kendi duygularımızın farkında olmamız gerekir. Çocuğumuz kabulü doya doya yaşamadan, duygularının anlaşıldığını hissederek varlığının onandığını görmeden ben dilimiz geçerli olamaz.

Özetle bu becerilerden biri gelişmezse diğerleri de gelişip yerleşemiyor, bu nedenle beceriler rast gele uygulanmamalı bir sıra takip etmelidir.

“İletişim bir canın başka bir cana dokunmasıdır” demiş DoÄŸan CüceloÄŸlu. Can cana neyle dokunulur? Duygularla.

Prof.Üstün Dökmen bir kitabında minik bir serçenin öyküsünü anlatır: Vakti zamanında minik bir serçe varmış, bu serçecik gök gürültüsünden çok korkarmış, gök gürlediğinde sırt üstü yere yatar, gök düşerse tutmak için patilerini gökyüzüne kaldırır, bir yandan da “Çok korkuyorum, çok korkuyorum, yüreğimin kırk kantar yağı eriyor” dermiş. Bu duruma tanık olan biri “Ne kırk kantar yağı? Sen kaç dirhem edersin ki yüreğinde kırk kantar yağ olsun?” demiş. Serçecik bu küçümsemeyi şöyle yanıtlamış: “Herkesin dirhemi, kantarı kendine göre”.

Evet sevgili anne ve babalar siz korktuğunuzda, bir kilo ya da bir kilometre korkuyorsunuz da, çocuğunuz korktuğunda bir gr. ya da bir cm. mi korkuyor?

Var mı duyguların bir ölçütü? Yok.

Ölçütü olmadığı gibi doğrusu yanlışı da yok. Duygu duygudur.

Duygular iletişimde niye bu denli önemlidir?

Bunu anlayabilmek için beynimizdeki üç bölgenin işlevini bilmeliyiz. Beş duyumuzdan sürekli olarak beynimize sinyallar gönderilir. Bu sinyaller önce dağıtım istasyonu diyebileceğimiz talamusa gelir.Talamus bu sinyalleri beyin diline dönüştürerek neokortekse ve amigdalaya gönderir. Neokorteks beynimizin düşünen, soran, sorgulayan, çözümleyen, kavrayan, konuşabilen, belirli duyguları yönetebilen ancak tehlike anında amigdalaya teslim olan “akıllı” bölümüdür. Amigdala ise limbik sistem içindeki duygu merkezidir. Neokortekse “düşünen beyin” dediğimiz gibi, amigdalaya da“duygusal beyin” diyebiliriz.. Talamus ile amigdala arasındaki yol, talamus ile neokorteks arasındaki yoldan daha kısadır. İşte bu kestirme yol nedeniyle düşünen beynimiz daha ne olup bittiğini anlamaya çalışırken amigdala duygusal bir tepkiyi başlatmıştır bile. Özetle önce duygulanır sonra düşünürüz diyebiliriz.

Değer verdiğimiz tüm ilişkilerimizde karşımızdaki insanda olumlu duygular yaşatmak bunun için önemlidir.

İşte bunun için bizler duygularımızla yeniden buluşmalı, onları tanımalı ve yaşamımızı nasıl yönlendirdiklerinin farkına varmalıyız.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.